14 Eylül 2010 Salı

Guus'un Türk'le İmtihanı

Türk Milli Futbol Takımı'nın başına geçerek kariyerinin belki de en riskli kararını aldı. Bakalım, futbolcu ve isim yapmış teknik adam mezarlığı olan bu ülkede salyangoz satmayı başarabilecek mi? Rusya milli takımıyla sözleşmesi henüz dolmadığı için ABD'deki hazırlık turnuvasında başında bulunamadığı ay-yıldızlılara Türk spor medyası o zamandan kahve falları açmaya başladı. Ama önemsemedi, "Türkiye'yi tanıyorum, orada çalıştım" dedi Guus Hiddink. Tanımak mı? Bizler ne kadar tanıyoruz ki bu ülkeyi, ülke futbolunu, bu medya hoyratlığını, bu yönetici yapılanmasını? Herhalde bileti birkaç kez kesilen Christoph Daum kadar... Bence tanıma Guus amca, tanımaya da çalışma. Sadece tanıt; kendini, felsefeni ve duruşunu. Bu sana da bize de yeter.


2012 Avrupa Futbol Şampiyonası Eleme Grubu'nda Türk Milli Futbol Takımı'nın Kazakistan galibiyeti haliyle normal karşılandı. Ömer Üründül ve Rıdvan Dilmen gibi yorumcular her ne kadar bu maçta bile duran toplarda kalemizde tehlike görmemizin altını çizseler de, sonuçta bu zaaf Türk futbolunun kronik bir hastalığı ve Guus amcaya da burada diyecek bir lafımız olamaz. Aynı hastalık Belçika maçında kendisini daha şiddetli göstererek kalemizde iki gol görmemize neden oldu. Burayı uzatmayalım, bu sorun uzun vadede giderilebilir, ameliyat yerine terapi diyelim ve geçelim.
Belçika maçında en çok eleştirilen nokta ise başta Rıdvan Dilmen olmak üzere çoğu yorumcumuzun ortak noktada birleştiği ilk devredeki takım kurgusu... Tuncay'ı tek santrafor oynatması ve geri dörtlüdeki kanat oyuncularının (Sabri ve İsmail Köybaşı) ileriye çıkmaması ve tabii ki Hamit'in göbek yerine kanatta oynaması... İkinci yarıda ne oldu da üç gol geldi? Elbette Semih'in oyuna girişi, Hamit'in ortaya çekilmesi ve Sabri'nin yerine Gökhan'ın alınması. İsmail Köybaşı'nın sol kanattaki performansını da unutmayalım. Buradan şu sonuç çıkar; iyi teknik adam oyunu ve oyuncuları okuyabilendir. İlk yarıda Guus amca her ne kadar başarısız, savunma anlayışı ağırlıklı bir deneme yaptıysa da ikinci yarıdaki denemesi ilkinin başarısızlığını ortadan kaldırdı. Bu denemeler iyidir, üstelik takım bu yap-boz tahtasında dahi kazanabildi, ama kazanamasa da iyidir ve bunu anlamamız gerek, bunu anlamamız da iyidir çünkü. Guus amca daha çok eleştirilecek, olası bir Almanya mağlubiyeti sonrası belki de bazı medya organları onu yerden yere vuracak ama dedim ya tanımaya çalışma bizi Guus, lütfen tanımaya çalışma ve bildiğini oku. Bu imtihanı kazanırsan bil ki Türk spor medyası da Türk futbolu da kazanacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder